cassée
dün gözümün üstünde gerçekten bir iğne vardı, ama bu sonranın konusu.
yanlış hesaplamıyorsam yedi saattir başım ağrıyor (yanlış hesaplayabilirim çünkü gerçekten çok başım ağrıyor).
hatta az kalsın dokuz saat yazacaktım.
alerjiler - ağrıların için yalnızca iki ilaç kullanabilmen - bu ilacın birinin bile evde olmaması.
alerjin olduğu halde elindeki ilaçlardan birini içmeye karar vermen (çünkü en kötü ne olabilir ki?) - sonra imdadına komşuların yetişmesi.
yanlış hesaplamıyorsam yarım saat oldu ama hala geçmedi.
yıllar önce bildiğin ve hala bildiğini sandığın ya da bildiğini iddia ettiğin ya da bildiğine inanmayı tercih ettiğin bir şeyi aslında artık bilmediğini fark ettiğinde (başkaları söylemeyip gerçekten fark edip kabul ettiğinde) bu ağrı daha da çok artabiliyor.
- kötü mü?
- yani, heyecan verici. yeni her şey gibi. çünkü her şey yeni gibi.
geçen gün death cab dinliyordum. death cab'in son iki albümünü pek dinlemediğimi fark ettim. bu dinlemediğim albümlerden birinin adı kintsugi idi.
"Kintsugi, also known as kintsukuroi, is the Japanese art of repairing broken pottery by mending the areas of breakage with lacquer dusted or mixed with powdered gold, silver, or platinum, a method similar to the maki-e technique."
sanırım kintsugi bu "yeniden öğrenme" sürecimin soundtrack'i olacak.
uygun da oldu çünkü kendimi kırık bir tabak gibi hissediyorum.
Comments
Post a Comment