onko norjalainen kissa viikinki?*
enteresan bir şekilde, dizi ya da film izlerken zaman zaman bir saniyeliğine de olsa "maske takmamışlar" diye şaşırıyorum. o kısacık bir saniye dizi ya da film setlerinin "koronageçirmez" olduğunu unutuveriyorum.
tıpkı çalışma günlerinde koronageçirmez olmamız gibi, sabah beşten akşam dokuza.
sabah dokuzdan akşam beşe - çalışma saatlerinden bu kadar da kopya çekmiş olamazlar, değil mi?
henüz kimsenin söylememiş olduğu bir şey söylemek değil niyetim ya da şikayet etmek de istemiyorum. sadece, çalışmak dışında dışarı çıkamayalı 3.5 ay oldu ve artık enerji yığılması ile enerji tükenmesi arasında bir yerlerde gidip geliyorum. bu ne kadar içe dönük ya da ne kadar dışa dönük olmamızın üstünde bir şey (diğer INFP-T'lere selamlar).
this is us, sezon arasını nihayet bitirmiş ve yeni bölümleri yayınlanmış. bu yeni bölümlerde yüreğime su serpen bir şey oldu: herkes maske takıyor. onların dünyasında da korona var, onlar da dezenfektanla bir yaşıyor, onlar da karantinaya giriyor. saçma biliyorum, ama keyiflendim. almanların kesin bu durum için bir kelimesi vardır.
enerji yığılması diyordum. pek çok şey yapıyor, bir kısmını bitiriyor, çoğunu ortasında bırakıyorum. yazın kendi kendime fince öğrenmeye başlayıp bırakmıştım, dün ise devam etmeye başladım. öğrendiğim platform duolingo olduğu için tam içinde bulunduğumuz saçma duruma yaraşır cümleler öğreniyorum.
*bu norveçli kedi bir viking mi?
bir de ukulele aldım. ukulele çalmayı bilmiyorum. olsun.
Comments
Post a Comment